Web3 projeleri birleşim inovasyonuyla yatırımın yeni gözdesi

Son zamanlarda birinci düzey yatırım pazarında ilgi gören projeler ortak bir özellik sergiliyor: Web2 ortamında doğrulanmış olgun ticari mantıkları barındırmak için Web3 teknolojik altyapısını kullanma eğilimindedirler ve "karma inovasyon" modelini benimsemektedirler.

Örneğin, bazı projeler geleneksel hisse senedi ETF yatırım konseptini Web3 alanına getirirken, bazıları dijital varlık niceliksel stratejilerine odaklanıyor ve diğerleri kripto varlıklarının profesyonel yapılandırılması veya Bitcoin günlük ödeme cüzdanlarının oluşturulması gibi alanlara yöneliyor. Bu projelerin çoğu, entegrasyon ve yenilik kategorisine giriyor ve temelde bazı Web3 projelerinin "tersine birleşme" yapması ve bazı Amerikan şirketlerinin kripto varlık rezervleri ile kripto para alanına girmesiyle benzer bir operasyon mantığına sahip.

Bu trendin ortaya çıkmasının başlıca üç ana nedeni var:

1. Saf yerel zincir üzerindeki yenilikçi projeler tıkanıklıkla karşılaşıyor. Bu tür projeler yalnızca kullanıcı ölçeği sınırlamalarını aşmakta zorlanmakla kalmıyor, aynı zamanda iş modelleri de aşırı derecede token ekonomisi teşviklerine bağımlı. Daha da önemlisi, anlatıları ve iş tasarımları "kendini tatmin etme" sıkıntısına düştü ve likidite kıtlığı yaşanan durgun piyasalarda özellikle pasif bir görünüm sergiliyor.

2. Düzenleyici ortam "kripto dostu" özellikler sergiliyor. Bitcoin ve Ethereum ETF'lerinin piyasaya sürülmesi, ilgili yasaların belirlenmesi ve Wall Street finansal kurumlarının hızlı girişi, kripto varlıkların niş spekülasyon hedeflerinden daha ana akım finansal türev ürünlere dönüşmesini sağladı. Bu durumda, geleneksel finans olgun iş modellerini aktif olarak benimsemek veya Web3 teknolojik altyapısının karma inovasyon yönünü aramak popüler bir seçenek haline geldi.

3. Kullanıcı yatırım talepleri olgunlaşmaya başladı. Büyük miktarda ana akım Web2 kullanıcısının akınıyla birlikte, yatırımcılar ürünlerin kullanılabilirliği, güvenliği ve kârlılığına daha fazla önem vermekte, merkeziyetsizlik derecesine ise daha az dikkat etmektedirler. Bu nedenle, basit deneyim sunan ve doğrudan sonuçlar veren ürünler piyasada daha fazla ilgi görüyor.

Bu eğilimlere dayanarak, önümüzdeki 3-5 yıl içinde ana yatırım yönlerinin "geleneksel işlerin kripto dönüşümü" etrafında şekilleneceği düşünülebilir:

1. Yatırım, ödeme, varlık yönetimi, sigorta, kredi değerlendirmesi, tedarik zinciri finansmanı, sınır ötesi ticaret ödemeleri gibi alt finansal piyasalarda "geleneksel iş mantığı + kripto teknolojisi altyapısı" projeleri çoğalacaktır. Kripto altyapısı arka planda gizlenme eğiliminde olacak, esas olarak maliyet, verimlilik ve şeffaflık sorunlarını çözmek için kullanılacak, kullanıcı deneyiminin ön yüzü geleneksel ürünlerle neredeyse aynı olacaktır.

2. Teknolojik standartlaşma ve altyapının "gizlenmesi" önemli bir trend haline gelecektir. Web3 ve Web2 entegrasyon yeniliklerini destekleyen yeni nesil altyapı, artık mevcut kripto yerel alanıyla sınırlı kalmayacak ve göz alıcı teknolojik kavramlar peşinde koşmayacaktır; bunun yerine güvenilir, verimli ve düşük maliyetli kripto teknolojisi desteği sunmaya odaklanacaktır.

3. Geleneksel finansal kurumlar "aktif katılım" yönüne dönecekler. Artık sadece kripto para satın almak veya Web3 projelerine yatırım yapmakla kalmayacaklar, aynı zamanda kendi lisanslarını, kaynaklarını ve kullanıcı tabanlarını doğrudan kripto işlerinin yerelleştirilmesi için kullanacaklar. Örneğin, bankalar stabilcoin ödeme hizmetleri sunabilir, sigorta şirketleri blok zinciri üzerinde poliçeler geliştirebilir ve aracı kurumlar kripto varlık saklama hizmetleri sağlayabilir. Bu devlerin katılımı, daha büyük ölçekli fon ve kullanıcı getirecek, aynı zamanda ürünleşme rekabetini arttıracak ve sektörü kademeli olarak olgunlaşmaya yönlendirecektir.