Musk ve Trump'ın ilişkisi, yakınlıktan kopmaya kadar bir süreçten geçmiştir; bu durum, ikilinin siyasi ideolojileri ve ekonomik politikaları konusundaki temel farklılıklarını yansıtmaktadır.
Trump, Musk'a oldukça dostane yaklaşmıştı. Bu yılın Mart ayında, ABD'nin baskısıyla, Güney Afrika'nın toprak reformu planı duraksadı. ABD, Güney Afrika'nın beyazlara karşı "soykırım" yaptığı iddialarıyla, Güney Afrika'da düzenlenen G20 toplantısına katılmayı reddetti. Bu nadir hareket uluslararası toplumun dikkatini çekti.
Ancak, Trump'un ana odağı ABD iç siyasi mücadelelerine yoğunlaşmış durumda; Güney Afrika'ya karşı alışılmadık eylemleri muhtemelen siyasi müttefiklerine bir yanıt olarak ortaya çıkıyor, Güney Afrikalı beyazların kaderine gerçek bir ilgi gösterdiği için değil. Trump, seçmenlerine ya da Musk'a verdiği sözleri yerine getirmekle tanınır, bu nedenle ABD'nin dış ilişkilerini etkileyebilecek olsa bile elinden gelenin en iyisini yapar.
Musk'ın Güney Afrika'daki beyazların durumu konusundaki endişesi sürekli olarak aklından çıkmıyor. Ona göre, Güney Afrika'daki mevcut durum Amerika'nın geleceğini haber veriyor ve onun misyonu, bu durumun Amerika'da gerçekleşmesini engellemek.
İki kişi arasındaki ihtilafın merkezi "Büyük ve Güzel Yasa" üzerindedir. Musk, bu yasanın aptalca bir seçim olduğunu düşünüyor; bu yasa muhtemelen zengin ile fakir arasındaki farkı artıracak olsa da, onun gibi üst düzey bir zengini fazla etkilemeyecek. O, Trump yönetiminin mali disiplini umursamamasından daha fazla endişe duyuyor.
Bu yasa tasarısı "Büyük ve Güzel" olarak adlandırılsa da, aslında Reagan döneminin ekonomik teşvik politikalarının bir kopyasıdır. Ancak, günümüzdeki Amerika o zamanki ile kıyaslanamayacak kadar farklıdır. Şu anki Amerika, neredeyse sanayisizleşmeyi tamamladı ve vergi indirimleri ile ekonomik teşvik politikalarını devam ettirmek, sadece Amerikan borcunun fırlamasına, borsa patlamasına ve dolar enflasyonuna yol açacaktır.
Trump bu sorunlara pek aldırış etmiyor gibi görünüyor, oysa Musk Amerika'nın ekonomisini ciddi şekilde geliştirmesi gerektiğini düşünüyor. Yasanın yürürlüğe girmesiyle, Amerika'nın gelecekte en az 30 trilyon dolar yeni bir borçlanma yapması bekleniyor; bu sadece Musk'ın hükümet harcamalarını azaltma görüşüyle çelişmekle kalmıyor, aynı zamanda ABD borç sorununu kontrol altına almayı zorlaştırabilir.
Musk, bu yasayı durdurmak için büyük çabalar harcadı ve hatta "Amerikan hükümetinden çıkmayı" göze alarak iş dünyasına geri döndü. Trump ise Musk'ı Güney Afrika'ya geri göndermeyi önerdi ve ikili arasındaki ilişkiler hızla kötüleşti.
Ancak bir iş insanı olarak, Musk nihayetinde özüne dönmeyi seçti. Devlet sübvansiyonu olup olmadığına bakmaksızın, işlerin devam etmesi gerektiğini düşünerek yapay zeka, roket ve otomobil gibi işlere yeniden odaklanmaya başladı.
Musk, Mars'a ve Ay'a uçmanın, Dünya'dan kaçıp bir ütopiya kurmanın doğru seçim olduğunu düşünmüştü. Ancak insanlığın ideolojik ve siyasi çatışmalarının etkisini belki de küçümsemiştir; bu sorunlar insanlığı uzaya takip edebilir.
Sonunda, Musk muhtemelen yıldızları ve denizleri istediğini keşfedecek, oysa çoğu insan sadece rahat bir yaşam istiyor. Bu çelişki, belki de onun gelecekte karşılaşacağı en büyük zorluk olacak.
This page may contain third-party content, which is provided for information purposes only (not representations/warranties) and should not be considered as an endorsement of its views by Gate, nor as financial or professional advice. See Disclaimer for details.
15 Likes
Reward
15
4
Repost
Share
Comment
0/400
DAOplomacy
· 08-14 08:21
ah, bir başka alt-optimal stake holder uyumu vakası... burada oyunun teorik sonuçları pek de önemsiz değil açıkçası
Musk ve Trump yollarını ayırdı, Amerika'nın hayalinin sona ermesinin arkasındaki siyasi ve ekonomik farklılıklar
Musk'ın Amerikan Rüyası Hayal Kırıklığına Uğradı
Musk ve Trump'ın ilişkisi, yakınlıktan kopmaya kadar bir süreçten geçmiştir; bu durum, ikilinin siyasi ideolojileri ve ekonomik politikaları konusundaki temel farklılıklarını yansıtmaktadır.
Trump, Musk'a oldukça dostane yaklaşmıştı. Bu yılın Mart ayında, ABD'nin baskısıyla, Güney Afrika'nın toprak reformu planı duraksadı. ABD, Güney Afrika'nın beyazlara karşı "soykırım" yaptığı iddialarıyla, Güney Afrika'da düzenlenen G20 toplantısına katılmayı reddetti. Bu nadir hareket uluslararası toplumun dikkatini çekti.
Ancak, Trump'un ana odağı ABD iç siyasi mücadelelerine yoğunlaşmış durumda; Güney Afrika'ya karşı alışılmadık eylemleri muhtemelen siyasi müttefiklerine bir yanıt olarak ortaya çıkıyor, Güney Afrikalı beyazların kaderine gerçek bir ilgi gösterdiği için değil. Trump, seçmenlerine ya da Musk'a verdiği sözleri yerine getirmekle tanınır, bu nedenle ABD'nin dış ilişkilerini etkileyebilecek olsa bile elinden gelenin en iyisini yapar.
Musk'ın Güney Afrika'daki beyazların durumu konusundaki endişesi sürekli olarak aklından çıkmıyor. Ona göre, Güney Afrika'daki mevcut durum Amerika'nın geleceğini haber veriyor ve onun misyonu, bu durumun Amerika'da gerçekleşmesini engellemek.
İki kişi arasındaki ihtilafın merkezi "Büyük ve Güzel Yasa" üzerindedir. Musk, bu yasanın aptalca bir seçim olduğunu düşünüyor; bu yasa muhtemelen zengin ile fakir arasındaki farkı artıracak olsa da, onun gibi üst düzey bir zengini fazla etkilemeyecek. O, Trump yönetiminin mali disiplini umursamamasından daha fazla endişe duyuyor.
Bu yasa tasarısı "Büyük ve Güzel" olarak adlandırılsa da, aslında Reagan döneminin ekonomik teşvik politikalarının bir kopyasıdır. Ancak, günümüzdeki Amerika o zamanki ile kıyaslanamayacak kadar farklıdır. Şu anki Amerika, neredeyse sanayisizleşmeyi tamamladı ve vergi indirimleri ile ekonomik teşvik politikalarını devam ettirmek, sadece Amerikan borcunun fırlamasına, borsa patlamasına ve dolar enflasyonuna yol açacaktır.
Trump bu sorunlara pek aldırış etmiyor gibi görünüyor, oysa Musk Amerika'nın ekonomisini ciddi şekilde geliştirmesi gerektiğini düşünüyor. Yasanın yürürlüğe girmesiyle, Amerika'nın gelecekte en az 30 trilyon dolar yeni bir borçlanma yapması bekleniyor; bu sadece Musk'ın hükümet harcamalarını azaltma görüşüyle çelişmekle kalmıyor, aynı zamanda ABD borç sorununu kontrol altına almayı zorlaştırabilir.
Musk, bu yasayı durdurmak için büyük çabalar harcadı ve hatta "Amerikan hükümetinden çıkmayı" göze alarak iş dünyasına geri döndü. Trump ise Musk'ı Güney Afrika'ya geri göndermeyi önerdi ve ikili arasındaki ilişkiler hızla kötüleşti.
Ancak bir iş insanı olarak, Musk nihayetinde özüne dönmeyi seçti. Devlet sübvansiyonu olup olmadığına bakmaksızın, işlerin devam etmesi gerektiğini düşünerek yapay zeka, roket ve otomobil gibi işlere yeniden odaklanmaya başladı.
Musk, Mars'a ve Ay'a uçmanın, Dünya'dan kaçıp bir ütopiya kurmanın doğru seçim olduğunu düşünmüştü. Ancak insanlığın ideolojik ve siyasi çatışmalarının etkisini belki de küçümsemiştir; bu sorunlar insanlığı uzaya takip edebilir.
Sonunda, Musk muhtemelen yıldızları ve denizleri istediğini keşfedecek, oysa çoğu insan sadece rahat bir yaşam istiyor. Bu çelişki, belki de onun gelecekte karşılaşacağı en büyük zorluk olacak.