ABD borsası Blok Zinciri'ne mi Giriş yapacak? STO potansiyel fırsatları

Son günlerde, tanınmış bir kripto para borsa platformunun üst düzey yöneticileri, şirket hisselerinin tokenleştirilmesini düşünmekte olduklarını belirttiler. Bu, kendi Blok Zinciri üzerinde ABD hisse senetleri ticaretine olanak tanıyacak. Bu adım, menkul kıymet tokeni ihraçlarına (STO) yönelik piyasalarda yenilenen bir ilgiyi tetikledi.

Kripto pazarında mevcut yeniliğin oldukça sınırlı olduğu bir dönemde, bu kesinlikle beklenmeye değer yeni bir yön. Eğer sorunsuz bir şekilde ilerlerse, ABD hisse senetleri, stablecoin ve devlet tahvillerinin ardından üçüncü gerçek dünya varlık (RWA) kategorisi olma potansiyeline sahip. Eğer düzenleyici çerçeve netleşirse ve ABD hisse senedi tokenlerine yeterli esneklik sağlanırsa, ölçeği kısa vadede mevcut devlet tahvili tokenlerini geçme potansiyeline sahip, çünkü bu, kripto kullanıcılarının yüksek volatilite ve spekülasyon tercihleriyle daha uyumludur.

Bu döngüde ortaya çıkan diğer kavramlara kıyasla, zincir üzerindeki ABD hisselerinin değer önerisi daha net, talep eden tarafların ihtiyaçları da oldukça belirgin. Temel avantajı, daha büyük bir serbest piyasa ve üstün kombinlenebilirlik sunmaktır:

1. İşlem pazarının ölçeğini genişletmek: Amerikan borsa işlemleri için 24 saat, sınır tanımayan ve izin gerektirmeyen bir işlem yeri sağlamak, bu şu anda geleneksel borsa tarafından gerçekleştirilememektedir.

2. Üstün birleşebilirlik: Mevcut DeFi altyapısı ile birleşerek, ABD borsa varlıkları teminat ve marj olarak kullanılabilir, endeks ve fon ürünleri oluşturmak için çeşitli yenilikçi oyunlar türetebilir.

Her iki taraf için de bu model çekicidir:

• Tedarikçiler (Amerikan borsa şirketleri) blok zinciri platformu aracılığıyla dünya genelindeki yatırımcılara ulaşabilir ve daha fazla potansiyel alıcı elde edebilir.
• Talep eden taraf (yatırımcı) coğrafi sınırlamaları aşarak doğrudan Amerikan hisse senedi varlıklarına yatırım yapabilir ve spekülasyon yapabilir.

Aslında, ABD hisse senetlerinin blok zincirine geçirilmesi fikri ilk kez ortaya çıkmıyor. 2020 yılında, bir işlem platformu menkul kıymet tokenleri çıkararak halka açılmayı denemişti, ancak düzenleyici engeller nedeniyle bu girişim duraklama aşamasına geldi. Son DeFi çılgınlığında da ABD hisse senedi sentetik varlık ürünleri ortaya çıkmıştı, ancak yine düzenleyici baskılar nedeniyle giderek azaldı.

2017'de bazı projeler, işletmelerin Blok Zinciri teknolojisi aracılığıyla menkul kıymet haklarını temsil eden token'ler ihraç etme konseptini tanıtmıştı. Günümüzde, STO konsepti yeniden ilgi görmeye başladı, bu da esas olarak düzenleyici tutumun değişmesine, sıkı denetim karşıtlığından uyum çerçevesi içindeki yenilikleri desteklemeye yönelmesine bağlı.

Gelecek öngörülebilir bir süre içinde, STO bu döngüdeki az sayıdaki büyük etki yaratan, net bir ticari mantığa sahip ve büyük bir potansiyele sahip kripto ticaret anlatılarından biri haline gelebilir.

Ancak, STO'nun gerçekten yükselip yükselemeyeceği konusunda hala birçok belirsizlik var. Regülatörlerin son zamanlardaki adımları, STO'ya karşı daha esnek bir tutum sergilediklerini gösterse de, net bir uyum çerçevesinin ne zaman ortaya çıkacağı hala bilinmiyor. Bu, ilgili şirketlerin ilerleme hızını doğrudan etkileyecektir.

Dikkate değer bir konu, bu ay yapılan bir yuvarlak masa toplantısında, bir ticaret platformunun baş hukukçusunun ana konuşmacılardan biri olarak "Sermaye Pazarında Menkul Kıymet Tanımı: Tarih ve Gelecek Yolu" gibi konuları tartışmasıdır. Bu, STO ile ilgili uyum çerçevesinin aktif olarak şekillendiğini gösterebilir.

Genel olarak, STO anlatımı büyük potansiyele sahip olmasına rağmen, gelişim süreci dikkatle izlenmelidir. İlgili uyum çerçevesinin yayınlanma hızı yavaş olursa, mevcut ilgi zamanla azalabilir. Yatırımcılar bu alana dikkat ederken, temkinli ve iyimser bir tutum sergilemeli, düzenleyici gelişmeleri ve pazar tepkilerini sürekli izlemelidir.